Süt Dişleri | Ankara Diş Kliniği Sincan Diş Hekimi - Diş Hekimi Ankara : Aysun İĞNELİ Diş Kliniği Sincan

İçeriğe git
SÜT DİŞLERİ YAPI ve GELİŞMESİ
SÜT DİŞLERİ (Bebek Dişleri / Geçici Dişler)
Sütdişleri, 20 adettir. Diğer isimleri; bebek dişleri, geçiçi dişler, birincil (primary) dişler ve dentes deciduii olarak bilinir.

Gelişmeye anne karnındaki fetusta  embriyonik dönemde başlayan süt dişleri, ilk olarak ağızda görülmeye  genelde bebek doğduktan 6 ay sonra başlar.

6 aylık bebekte ilk çıkan/görülen  süt dişi
alt santral kesici olarak tanımlanan diştir.
Temel anatomi sayfamızdaki diş numara ve isimleri şeklindeki 1.numaralı alt dişler - alt santral kesicilerdir. (Ağız içindeki resmini görmek için buraya tıklayınız*.) 

 Bütün süt dişleri; üst ve alt / sağ ve sol, toplam olmak üzere : 8 kesici diş + 4 süt köpek diş + 8 süt azı diş olmak üzere 20 adettir.

Bebek ve çocuk ağzında, erişkin küçük azı dişleri (pre-molar dişler; rehberimizdeki 4 ve 5 numaralı erişkin dişleri) süt dişi evresinde ağızda yokturlar, ama onların yerinde alt+üst/sağ+sol'da 2'şer (toplamda 8) adet olmak üzere "süt 4 ve 5 numaralı molar(azı) dişler" bulunur. Yani, pre-molar(küçük azı) dişlerinin süt dişi öncülleri süt.4-5 numaralı molar dişler olmaktadır(!). Pre-molar(küçük azı) dişler, öncülleri olan süt-molar dişleri alttan ittirerek(!) ilk defa 9 yaş civarında çıkmaya başlarlar. Dolayısı ile rehberimizde 6-7 numaralı dişler olarak gösterilen 1. ve 2. molar(azı) dişlerinin, süt dişi öncül versiyonları bulunmaz(!). 

Daha açık bir tabir ile süt dişleri arasında süt-molarlar olmasına rağmen, erişkin molar dişleri bunların altından değil ağızın daha arka kısımlarında üstlerinde bir süt dişi olmadan-hiçbir süt dişini ittirip düşürmeden sıfırdan çıkarlar (çünkü süt-molarların altından erişkin pre-molar (küçük azılar) çıkmakta idi). 20 yaş dişleri olarak bilinen 3. Molar dişler (anatomi sayfamızdaki 8.numaralı diş) adı üzerinde, 20 yaş civarında çıktıklarından, bu dişlerin de süt dişi versiyonları bulunmaz. Özet olarak, rehberimizdeki 6-7-8 numaralı dişler'in süt dişi öncülleri yoktur! 
Süt Dişlerinin çıkma sırası ve zamanları
Süt dişlerinin çıkmaya başladığı ortalama zamanlar, kişiden kişiye ailevi genetik faktörler doğrultusunda çok değişkenlik gösterse de, dişlerin çıkma sırası ve ortalama ağız içinde görülme ayları şu şekildedir :

1.) Santral kesiciler ( 1 numara ) (6-12 ay)
2.) Lateral kesiciler ( 2 numara ) (9-16 ay)
3.) Köpek süt dişler ( 3 numara ) (16-23 ay)
4.) Azı dişi (1. Azı) ( 6 numara ) (13-19 ay)
5.) Azı dişi (2. Azı) ( 7 numara ) (22-33 ay)

Kalıcı dişler gelişmelerini tamamladıkça, çene kemikleri içerisinde gittikçe yukarıya doğru sürülürler ve üzerlerinde daha önceden çıkmış olan süt dişlerini ittirerek en nihayetinde süt dişlerinin yerlerinden çıkarak düşmesine (halkımız tarafından tercih edilen tabirine göre : dişlerin dökülmesine) neden olurlar. 
BEBEKLERDE SÜT DİŞİ ÇIKARTMA SIRASINDA GÖRÜLEN RAHATSIZLIKLAR VE ÇÖZÜMLERİ :
Yazımın başından beri ısrarla vurguladığım üzere, bir bebeğin ortalama diş çıkarma zamanı = "ortalama" diş çıkarma zamanıdır. 6 ay civarı olan süt dişlerinin sürmeye başlama ortalaması, 1.5 yaşına kadar uzayabilir. Bu süre tamamen vakti-zamanında bebeğin anne-babasının ilk süt dişlerini ne zaman çıkartmaya başladığı ile ilgili genetik süreç tahrihçesi ile bağlantılıdır. Ancak standart zaman ölçülerinden aşırı sapmalar, vücutta var olabilecek "diğer hastalık bulguları" ile birlikte değerlendirilerek ekstra patoloji aranması yoluna saptırmalıdır. Örneğin, bir çocuğun geç süt dişi çıkartması D-Vitamini eksikliği nedeni ile olabilir ancak, sadece geç ya da bozuk yapıda diş çıkartmanın kendisi direkt vitamin-D eksikliği ve buna bağlı Raşitizm hastalığı olasılığını düşündürtmez, çünkü raşitizm ve vitamin eksikliği durumlarında, tüm vücut sathında ve özellikle iskelet sisteminin diğer bileşenlerinde radikal gelişim patolojileri daha ön plandadır. 
Üst ve Alt şematik çizimlerde; 5 yaşındaki bir çocuğun yüz iskeleti içerisinde gelişmekte olan kalıcı dişler (dentes permanentes) ve halihazırda sürümü tamamlanarak ağız içerisine yerleşmiş geçici dişler (süt dişleri = Dentes Deciduii)
Süt Dişlerinin dökülme sırası ve zamanları - Kalıcı Dişlerin çıkma sırası ve zamanları
Süt dişlerinin dökülmesi, yine tamamen genetik faktörler ile ilgili olarak kişiden kişiye büyük değişkenlik göstermekle birlikte birlikte;

kalıcı dişlerin çıkma sırası ve zamanları şu şekilde özetlenebilir :

1.) Azı dişi (1.Büyük Azı) ( 6 numara) (6 yaşında)
2.) Santral Kesici Dişler ( 1 numara) (7 yaşında)
3.) Lateral Kesici Dişler ( 2 numara) (8 yaşında)
4.) Küçük Azı (1.Küçük) ( 4 numara) (9 yaşında)
5.) Köpek-Kanin Dişleri ( 3 numara) (10 yaşında)
6.) Küçük Azı (2.Küçük) ( 5 numara) (11 yaşında)
7.) Azı dişi (2.Büyük Azı) ( 7 numara) (12 yaşında)
8.) Azı dişi (3.Büyük Azı) ( 8 numara) (17-21 yaş ) 
     (*20 yaş dişleri
6 yaşında kız çocuğu,
süt dişleri dökülmeye başlamış...
Çocuklar  gelişim aşamalarında iken, kendilerini koruma iç güdüsü ile yaklaşan  ebebeynleri bazen kantarın topuzunu kaçırmakta ve paranoyakça  yaklaşımlarla hem kendi ruhsal dengelerini hem de çocuğunkini bozacak  derecede aşırı korumacı tavırlar ile çocuğun her değişiminin altında bir  hastalık aramaktadırlar. Bu yaklaşım tarzı da en az duyarsızlığa varan  aşırı genişlik-rahatlık ve alakasızlık kadar yanlıştır. Çocuğumuza olan  sevgimizin onu boğmasına izin vermeden ancak yetersiz ilgi nedeni ile  var olabilecek hastalıkları da gözden kaçırmadan bir denge noktası  çerçevesinde çocuğumuzun gelişim süreçlerinin gözlemcisi olmalıyız.

Tıpkı  diş çıkarma sürelerinin ve hatta sıralarının değişken olması gibi, diş  çıkarma sürecinde bebekte gözlenen değişiklikler de tamamen bebeğin  kişisel özelliklerine ve bebeğin ebebeyninden aldığı genetik koda  bağlıdır. Kimi bebek süt dişi çıkartırken hiçbir şekilde rahatsızlık  belirtisi göstermezken, kimisi enfeksiyon olmuşçasına ateşlenir ve  müthiş huzursuzluk yaşayabilir.

Süt dişi çıkartmaya bağlı bebekte  görülen rahatsızlıklar sırasında, akılda tutulması gereken anahtar  nokta, bebeği bu süreç içerisinde dikkatlice inceleyerek hem fizyolojik  ihtiyaçlarını zamanında gidermek, hem de oluşan bu şikayetlerin çocukta  yarattığı huzursuzluk durumundan dolayı artan ilgi ve sevgi ihtiyacına  yeterli cevap vererek sakinleşmesini sağlamaktır. Bu periyotta,  gelişmesi muhtemel semptomları iyi bilmek ve çocukta gelişen her  değişikliği diş çıkarmasına yorarak, var olan bir başka patolojiyi de  atlamamak icap eder. Konu yine burada kantar ve topuz meselesine  dönmektedir.

Süt dişi çıkartan bir bebekte görülmesi olası ancak şart olmayan semptomlar ve tedavi yaklaşımları :

Ateş :
Dişler, çene kemikleri ve diş etleri nahiyesinde yeni diş sürmesine  bağlı izlenen artmış fizyolojik uyaranlar, vücut iç mekanizmalarını  etkileyerek patolojik ateşten ayırt edilmesi şart olan, süt dişi  çıkartmaya bağlı ateşi tetikleyebilirler. Çıkan ateşin çocukta  yarattığı, ya da ateşin birlikte görülmeye başladığı ek semptomlar  dikkatle izlenerek, "ateş" bulgusunun altında başka bir sebebin var olup  olmadığı araştırılmalıdır. Bunun için evde uygulanabilecek en uygun  yöntem, bebeğin genel durumunun her zamankinden ne kadar farklı  olduğunun gözlenmesi, beslenme ve iştah durumunun irdelenmesi, halsizlik  olup olmadığına dikkat edilmesi ve ateşin belirli aralıklarla ölçülerek  takip edilmesi yolu ile artıp artmadığının tespit edilmesidir.  Ayriyetten, hastalık durumlarında kullanılan ağrı kesici ve ateş  düşürücü ilaçların "doktor kontrolünde" kullanılarak, bebeği sıkıntıya  sokan semptomlarından mümkün olduğunca arındırmaya çalışmak en doğru  yaklaşımdır. Bu şekilde davranılmasına rağmen 3 gün boyunca  düşürülemeyen ateş durumlarında, acaba altında başka bir sebep mi vardır  diye mutlaka doktora danışmalıdır.

Ağrı ve Huzursuzluk :
Çıkmakta olan dişlerin, diş etleri ve çevre dokularına yaptığı  basınç etkisi ve diş sürme fizyolojisi sırasında lokal olarak salgılanan  inflamatuvar maddeler, bebekte huzursuzluk şeklinde semptom veren ağrı  ve kaşıntı hissi kaynaklı rahatsızlıklar olarak karşımıza çıkmaktadır.  Bu durumda, çocuğun sıkıntısını giderebilmek için, şikayeti olan diş eti  bölgesine çok yumuşak yapılacak masaj, dişindeki bu kaşıntı hissinin  uyandıracağı kaşınma güdüsünü giderebilmesi için ağzına sokup iştahla  ısıracağı yumuşak plastik kıvamlı uygun oyuncakların tedarik edilmesi  pratik çözümler olarak kullanılabilir. Ayrıca bir diş hekimi tavsiyesi  ile kullanılacak, diş etine uygulanan ve ağrı/kaşıntı hissinin  azaltılmasına yönelik kremler de medikal bir alternatif olabilir.

Diş eti kanaması :
Diş çıkma sürecinde, diş etleri üzerinde hafif morluklar  görülebilir. Bu durum diş eti ve çene kemiği içerisinde gelişmekte olan  fizyolojik süreçlerin bir işaretçisidir ve doğaldır. Oluştuğu günden  birkaç gün sonrasında kendi kendine iyileşme eğiliminde olacaktır.

Tükürük miktarında artma :
Bebekler normal olarak 2 aylık iken, salya akıtmaya başlarlar. Ancak  diş çıkartma süreci sırasında, ağızları içerisinde devamlı oluşan  kaşıntı ve diğer duyusal uyaranlar, lokal etkileri ile tükürük salgısı  miktarının büyük ölçüde artmasına yol açabilirler. Bu durum bir tedavi  gerektirmemekte, artan salya miktarına bağlı oluşan ağız dışına tükürük  akıntısının yumuşak ve temiz bir bezle düzenli silinerek bertaraf  edilmesi yeterli olmaktadır.

Öksürük :
Süt dişi çıkartan bebekte öksürük görülmesi, tükürük miktarındaki  artmaya bağlı ikincil semptomlardan biridir. Artan tükürük, kendini  korumaya programlanmış solunum yolları reflekslerini uyararak öksürüğe  neden olur ve böylece nefes borusuna kaçma riski olan sıvı ya da  kaçabilen ufak miktar bu mekanizma ile dışarıda tutulur.

Yüzde kızarma :
Bu semptom da artmış tükürük miktarı nedeniyle oluşan salya akıtmaya  sekonder oluşur. Ağız ortamında var olan ağız mukozası, salya ile doğal  yapısını muhafaza ettirmek üzere yaratılmışken, insan derisi uzun süre  ıslak kaldığında kepeklenmek ve bütünlüğünü kaybetme emareleri  göstererek ağız içi mukozasından farklılık gösterir. Bebek, süt dişi  çıkartır iken yaşadığı aşırı tükürük üretimine bağlı salya akıtması  sırasında, akan salyanın sürekli temas ettiği yörelerin başında olan  çene ve diğer yüz bölgelerinde doğal olarak yıpranmaya bağlı  kızarıklıklar oluşabilir. Bu durumun çözümü, tükrük miktarında artma  maddesinde önerilen ile aynıdır. Yani temiz ve yumuşak bir bezle düzenli  olarak akan salyanın silinmesi uygundur. Ayrıca, uyuyan bebeğin yatay  konuma gelmesi akabinde yastığına akıtarak biriktireceği salyadan  etkilenmemesi için, yastık ile yüzü arasına emici bir katman (yumuşak  bir havlu) konulması diğer bir pratik çözüm yoludur.

İştahta azalma :
Aslında diş çıkartan bebeğin iştahında bir azalma olmaz. Bilakis  sanki her şeyi yemek ister gibi ağızına götürme eğiliminde artma  gözlenir. Ancak, ağzın ağrıyan ve kaşınan diş eti bölgelerindeki  sıkıntısını gidermek üzere bebeğin geliştirdiği bir savunma mekanizması  olan yabancı cisimleri ağızına sokma durumunun yarattığı rahatlama, konu  yemek yemeye geldiğinde tam tersi şekilde işler. Çünkü emme durumunda  bebeğin ağrıları artmaktadır ve katı gıdalar ile beslenme evresinde olan  bebeklerde bu grup besine karşı ilgi geçici olarak kaybolabilir. Akılda  tutulması gereken nokta, bu dönemin geçici bir süre olduğudur. Bebeği  aşırı zorlamadan normal miktarlarda ve özellikle sıvı ağırlıklı gıdalar  ile beslenerek, bu içinde bulunduğu sıkıntının geçeceği süre atlatılır.

Kulaklarda hassasiyet :
Azı dişlerinin çıkması sırasında, yakın bölgede bulunan ve aynı grup  sinir tarafından duyusu alınan yüz bölgelerinde, ağız içi ağrısı ve  kaşıntısı yansıyan ağrı şeklinde hissedilebilir. Bu nedenle, bebeğin  kulağını çekiştirme ve yanaklarını tutarak ovuşturma gibi halleri  gözlenir ise, ebebeyninin de kulak ve yanaklara ufak dokunuşlar ile  masajlar yaparak var olan rahatsızlığı rahatlatmaya yardımcı olması  faydalıdır.

Uykusuzluk :
Gündüz uyanık olduğu  süre içerisinde bebeğe rahatsızlık veren diş çıkartma işlemi, geceleri  de devam eden bir proses olduğundan, süt dişi çıkartan bir bebeğin  gündüz ile aynı dertlerden muzdarip olarak geceleri de huzursuzlanması  ve dolayısı ile uykusunun kaçması gayet beklenen bir durumdur. Bu  uykusuzluk periyodu da anlayışla karşılanmalı, ve diğer tüm semptomlar  sırasında olduğu gibi bebeğin fiziksel ihtiyaçları giderildikten sonra,  muhtaç olduğu ilgi ve sevgi ona hissettirilerek rahatlatılması yoluna  gidilmelidir.
Bebek ve çocuklarda ağız ve diş sağlığı - Hijyen
"Bebeklerde diş bakımı ne zaman başlamalıdır?"
sorusunun cevabı hiç unutulmayacak kadar basittir :
-Bebek diş bakımı, dişin ağızda görüldüğü gün başlar !

Dişler ağızda ilk belirdiğinde; gün içerisindeki beslenme sırasında  ağızda kalan yiyecek artıklarının mikroorganizmalarca tüketilmesi sonucu  oluşan asit kökenli bileşiklerin dişlere zarar verebilmesi için en  uygun periyot olan gece saatlerindeki olası hasarı önlemek için,  geceleri yatarken yumuşak ve temiz bir bezin ıslatılarak dişlerin uyku  öncesi temizlenmesi en uygunudur. Böylece tükürük salgısı ve buna bağlı  doğal koruma mekanizmasının minimal olduğu gece saatlerindeki diş çürüme  eğilimi en aza indirilmiş olunur.

1 yaşına erişen çocukta,
artık diş fırçası kullanma zamanı gelmiş demektir.
Yalnız seçilecek diş fırçasının yumuşak kılları olmasına çok dikkat edilmesi gereklidir, zira 1 yaşındaki çocuğun ağız içi dokuları ve dişlerinin dayanıklılığı yetişkinlerinki kadar gelişmemiştir. Kahvaltı sonrasında ve gece yatarken olacak şekilde günde 2 defalık bir fırçalamanın yeterli geldiği tespit edilmiştir.

Diş macunu kullanımına da 1 yaşında başlanabilir. Ancak her fırçalamada sadece mercimek tanesi kadar bir diş macunu, diş fırçasının üzerine uygulanmalıdır. Diş macunu muhteviyatındaki flor dişlere faydalı olmakla birlikte, çocukların diş macununu yutma üzerindeki kontrollerinin büyükler kadar gelişmemiş olması, vücutta gereğinden fazla flor birikmesine ve akabinde bu sefer flor'un yan etkileri nedeni ile diğer gelişimsel sorunların oluşmasına yol açabilir. Eğer gerekli görülür ise, diş macunu kullanımına başlanması 2 yaşına kadar ertelenebilir.

Diş bakımına erken başlamanın önemi, süt dişlerinin erişkin dişlerine göre çok daha dirençsiz olması dolayısıyladır. Çocuk yaşta, erişkin standartlarına göre oldukça kolay ve hızlı çürüyebilen süt dişlerinin sağlıksız olması, alttan gelen dişlerin doğal gelişimlerini de etkileyecektir!  
"SİNCAN DİŞ DOKTORU Sitesindeki bilgiler destek amaçlıdır. Diş Hekimi'nin hastasını diş hekimliği hastalıklarını teşhis için muayenesinin ve diş tedavileri uygulamalarının yerine geçmez ! "
İçeriğe dön