Sincan Botoks | Botoks Tedavisi Ankara Diş Hekimi Sincan Diş Kliniği - Diş Hekimi Ankara : Aysun İĞNELİ Diş Kliniği Sincan

İçeriğe git
BOTOKS TEDAVİSİ
BOTOKS NEDİR?
BOTOKS deyince insanların aklına hemen estetik amaçlı müdahaleler gelmektedir ancak bu tam olarak doğru değildir.

Botoks uygulamaları, kozmetik sebeplerle estetik sonuçlar elde etmek için kullanılabildiği gibi, tamamen tıbbi gereksinimlerle tedavi amacıyla da kullanılmaktadır.

Biz bu rehberde; hem estetik botoks hem de tıbbi botoks uygulamalarını bir bütün olarak ele aldık. Bütün botoks uygulamalarını teferruatlı bir şekilde anlatan bir yazı oluşturduk.
Botoks Tedavisi "Botulinum Toksini" ile yapılır.
Botoks, bir tedavi eylemini tanımlayan isim hâline gelmiş bir kelime olsa da, işin aslı bir zehirin ismidir. :)

Botoks tedavisi, Botulinum toksini ismi verilen ve aslında son derece ölümcül olan bir zehrin kontrollü kullanımı ile tamamen faydalı şekle dönüştürülmesinin hikayesidir.

Günümüzde ticari hâle getirilerek piyasaya sürülmüş olan Botulinum toksini; anaerobik bakteri clostidium Botulinum'un saflaştırılılmış bir ekzotoksinidir.

Botulinum Toksini ne işe yarar?
Bu nörotoksin, insanlarda şiddetli felç geçirmeyle kendini gösteren Botulizm hastalığının nedenidir. Botulizmin klinik sendromu, toksin bulaşmış kontamine gıdaların ağız yolu ile vücuda alınmasını takiben, yara yeri enfeksiyonu akabinde veya bebeklerde sindirim kanalının kolonizasyonuna müteakip açığa çıkabilir.

Toksin, periferik sempatik sinir sistemi içinde kolinerjik sinir uçlarında ve nöromüsküler kavşakta sinyal iletimini bloke eder. Bu sebeplerle; Botulinum toksini kas felcine neden olur! Bu sırada duyusal iletimi sağlam bırakır!

Normal şartlar altında 3000 U dozunda bir insanı öldürmeye yetecek olan bu toksin, lokal olarak kullanıldığında ve piyasaya ticari olarak sürülmüş her bir flakonunda 100 U miktarda bulunan dozda uygulandığında, vücutta istenmeyen etkiler yaratan kasılmaların bloke edilmesiyle tedavi ve estetik amaçlı olarak faydalarını gösterir.  
Botoksun tıbbi kullanım alanları nelerdir?
Bizim için asıl önemli olan diş hekimliğinde botoks kullanım alanları olsa da, botoks tedavisi'nin pek çok diğer tıbbi kullanım vesilesi bulunur.

Diş hekimliğindeki kullanımlarına geçmeden önce, genel tıbbi botulinum kullanım alanlarına örnek verecek olursak : Şaşılık/Strabismus tedavisi, Migren Tedavisi, Dermatolojik hastalıkların tedavisi, Hareket bozukluğu hastalıkları tedavisi (distoni, buruksizm, titreme, tikler, miyoklonus, huzursuz bacak sendromu, Parkinson hastalığının bazı semptomları vs...), Ağrı tedavisi, Servikal Distoni Tedavisi ve daha pek çok alanda gittikçe artan kullanımları (Aşırı Aktif Mesane ve Nörojenik Detrusor Aşırı Aktivitesi, yara iyileşmesi, nörönal hiperaktivite bozuklukları...) sayılabilir.
Botoksun tıbbi kullanım örneği : Aşırı Terleme

Primer fokal hyperhidrosis;
sempatik sinir sisteminin otonomik disfonksiyonu nedeniyle ekzokrin bezlerin aşırı salgı yaptığı otonom nörolojik bir hastalıktır. Bu aşırı terleme hastalığında botoks tedavisi ile semptomatik rahatlama sağlanmaktadır.
Diş Hekimliğinde Botoks Tedavisi Hangi Durumlarda Kullanılır?
Diş Hekimliğinde Botoks Tedavisi; Patolojik Diş Sıkma, Bruksizm, Mandibular Spazm, Trigeminal Nevralji, Temporomandibular/Çene eklem rahatsızlıkları, Gerilim tipi baş ağrısı (Masseter kası gerilimine bağlı), Tekrarlayan çene eklemi çıkığı, Oromandibular Distoni, Hemifasial Spazm, Sialorrhea (Aşırı tükürük salgılanması), Diş etlerinin aşırı görülmesi (Gummy Smile) gibi durumlarda kullanılabilir.

Trigeminal Nevralji ve Botoks Tedavisi
Kısaca yüz bölgesinde olan şiddetli ağrı demektir. Sebebi kas spazmlarıdır. Elektrik çarpmasına benzer yoğun yüz ağrısı nöbetleri, öncesinde hiç uyarı vermeden ani bir şekilde veya yüzün belirli bölgelerine temas edilmesine müteakip tetiklenebilir. Trigeminal Nevralji'nin kesin nedeni tam olarak bilinmese de, genellikle yüz sinirlerinden birini sıkıştıran bir kan damarı bulunması veya sinir yaralanması/hasarından kaynaklanması ihtimali yüksektir. Ağrının tedavisinde sistemik ilaçlar, lokal ilaç enjeksiyonları, radyasyon veya cerrahi çözümler kullanılabilir.

Ağrının neden olduğu kontrol edilemeyen yüz seğirmesi tic douloureux olarak adlandırılır. Bu ağrı ve/veya birlikteliğinde seğirme bir saatten uzun süren tekrarlayan dalgalar hâlinde gelir. İlerleme ihtimali yüksek bir durumdur ve tedavi edilmediğinde geçen zamanla daha uzun ve daha sık yakıcı ağrı ataklarına neden olabilir.

Bazı hastalarda, dokunulduğunda, atağa neden olan tetikleyici bölgeler mevcuttur. Yüzde hassasiyet gösteren bu bölgeler genellikle burun, duraklar, gözler kulak çevresinde veya ağız içindedirler. Bu sebeple, bazı hastalar konuşmaktan, bazıları yemek yemekten, bazıları traş olmak diş fırçalamak veya öpüşmek gibi eylemlerden, ağrıyı tetikleme ihtimali nedeniyle imtina ederler.

Tipik Trigeminal Nevralji ağrısı; genellikle şu özelliklere sahiptir :
1. Yüzün tek tarafından etki gösterir.
2. Birkaç saatten birkaç güne dek sürebilir. Arada çok uzun süre ağrısız dönem görülebilir.
3. Ağrılı atakların sıklığı zamanla artar ve kalıcı hâle gönüşerek sakatlık geliştirebilir.

Atipik trigeminal nevralji adı verilen ve daha az görülen bir varyasyonunda, daha az yoğun ancak sürekli ve sabit, donuk yanma ve ufak ufak sızlama şeklinde ağrıya sebep olur. Atipik yüz ağrısının tedavisi daha zordur.

Trigeminal Nevraljinin en yaygın sebebinin, yüz sinirinin koruyucu kılıfının hasar görmesi olduğu düşünülmektedir. Yaşlanma, Multipl Skleroz, tümörler vs... gibi nedenler veya daha sıklıkla siniri sıkıştıran bir damar kaynaklı gelişen bu sinir koruyucu kılıfının zararı, tıpkı bir elektrik kablosunun izolasyonunun hasarlandığında kısa devre yapması gibi, bozukluk göstererek sebepsiz ve yersiz yerde ağrıya sebep olur. Bazen de bir diş enfeksiyonu, sinüs enfeksiyonu, herpes virüs enfeksiyonu veya fiziksel sinir yaralanmaları ile gelişebilir.

Trigeminal Nevralji toplumda her 100.000 kişiden 5'inde görülür.   

İlaç ve Cerrahi tedavi'nin yetersiz kaldığı durumlarda, lokal botoks enjeksiyonu ile trigeminal nevraljinin semptomatik tedavisi yapılabilmektedir.
Bruksizm ve Botoks Tedavisi
Bruksizm / Bruxism
Bruksizm; diş sıkma ve gıcırdatma demektir. Anlamını sadece uykudayken yapılan diş gıcırdatma ile kısıtlamamak gerekir. Dişleri sıkma veya gıcırdatme, çeneyi itme ile karakterize, uyanıkken veya uykuda ortaya çıkabilen tekrarlayan çiğneme aktivitesidir. Bruksizm zamanla diş aşınmasına, çene ekleminde deformasyona (Temporomandibular Eklem Bozuklukları), kas ağrısına, yüz ağrısına, eklem kilitlenmesine ve diş sürtünme sesi oluşmasına sebep olur.

Diş gıcırdatma, genellikle stres ve kaygı temellidir. Pek çok diğer sebepten en yaygın görülenler arasında; horlama ve uyku apnesi, SSRI grubu antidepresanlar da dahil olmak üzere bazı ilaçların yan etkileri, sigara içmek, aşırı alkol ve/veya kahve tüketmek, uyuşturucu ve/veya uyarıcı ilaçlar almak gibi nedenler de sayılabilir. Bruksizm özellikle uyku sırasında çocuklarda ve gençlerde yaygındır. Genellikle yetişkinlik çağlarıda geçme potansiyeli mevcuttur.

Diş gıcırdatma ve etkileri nasıl azaltılabilir ?

Öncelikle, nefes egzersizleri, müzik, düzenli spor, meditasyon gibi rahatlama ve enerji harcama sağlayan aktivitelerde bulunulabilir. Her gece aynı saatte yatmak, yatmadan önce karanlık ve huzurlu bir ortam sağlayarak uyku kalitesini arttırmak faydalı olabilir. Diş sıkma ve gıcırdatma sebebiyle çene ağrısı mevcutsa parasetamol veya ibuprofen grubu ağrı kesiciler, doktor önerisi dahilinde kullanılabilir. Çene ağrısına çene bölgesinde şişlik de dahil olmuşsa, yarım saat kadar bir havluya sarılmış buz uygulaması yapılabilir. Bu konuda diş hekiminizle düzenli diyalog içinde olmak ve onun önereceği  gece plağı / diş gıcırdatma aparatını kullanmak geçici çözümler sunabilir.

Ancak dirençli ve uzun süreli, hayat kalitesini düşüren diş gıcırdatma/bruksizm durumunda en etkili çözümlerinden biri botoks tedavisidir. Diş gıcırdatmasında botoks tedavisi, kas aktivitesini azaltır ve ilişkili ağrı durumları için yardımcı olan analjezik özelliklere de sahiptir. Botoks, bruksizim ataklarının sıklığını azaltabilir. Botoks uygulaması; çiğneme kasındaki ısırma basıncını %20-30 kadar azaltır. Uyku sırasındaki bruksizm'de botoks tedavisi çok etkili bulunmuştur.


Gummy Smile - Dişeti Gülüşü ve Botoks Tedavisi

Gummy Smile / Dişeti Gülüşü
Gülümseme esnasında üst dudağın diş etleri üzerinden aşırı çekilmiş görünümü yaratmasıdır. Çok sık rastlanan bir durum olup erkeklerin %7'sinde, kadınların %14'ünde çeşitli derecelerde görülür. Gülümseme esnasında diş etinin 3 mm'den fazla görülmesi estetik bir bozukluk olarak kabul edilir.

Gummy Smile sebepleri arasında; üst dudak kasının aşırı fonksiyon ile kasılması, üst çene kemiği (maxilla) dikey boyutu fazlalığı, üst ön dişlerin aşırı çıkıntılı olması, gecikmiş veya anormal süt dişi sürülmesi veya tüm bu faktörlerin değişik oranlarda görülmesi olarak sayılabilir.

Gummy Smile durumunda botoks tedavisi; hiperfonksiyonel üst dudak elevatör kaslarının aşırı fonksiyonuna engel olarak estetik görünümde düzelme sağlar. Diş yapısına ve ağız içine cerrahi müdahale gerektirmemesi, ayrıca ânında sonuç vermesi dişeti gülüşünde botoks tedavisinin büyük avantajları olarak sayılabilir. Ancak dezavantajı, botoks uygulamasının etkisinin geçici olmasıdır. Botoks uygulaması ile düzeltilen gummy smile vakasında, tedavinin yılda 2-3 kere tekrarlanması gerekir.  
Sialore / Aşırı Tükürük Salgısı ve Botoks Tedavisi

Sialorrhea / Aşırı Tükürük Salgılama
Sialore; aşırı tükürük salgılanmasıdır ve çeşitli nörolojik hastalıklarda önemli bir komorbiditedir. Salya  akması ve aşırı tükürük akışı, aspirasyon pnömonisi, ağız  enfeksiyonları, diş çürümesi ve ağız çevresi cilt enfeksiyonları gibi  komplikasyonlara neden olur.

           
Parotis  ve submandibular tükürük bezlerine yapılan botoks enjeksiyonları,  tükürük bezlerinin otonom innervasyonunu bloke eder ve tükürük  akışında bir azalmaya yol açarak aşırı tükürük üretimini dört hafta kadar bir süreliğine kontrol etmede etkili olur. Etki geçicidir ve tedavinin ihtiyaç duyulduğu sürece tekrarlanması gerekir.
Çene Eklemi Rahatsızlığı ve Botoks Tedavisi

Çene Eklemi Rahatsızlığı / Temporomandibular Joint Disorder
Temporomandibular eklem; Çene eklemidir. Çenenizi kafatasınıza bağlayan eklemdir. Bu eklem gündelik hayatımızda konuşmamızda, çiğnememizde ve hatta derin nefes almamızda rol oynayan ve en çok kullanılan vücut bölgelerimizdendir. Çene ekleminin kemik-sinir-damar-kas yapıları ve bölgesel dişleri ile ilgili sorunların geneli çene eklemi rahatsızlıklarını oluşturur.

Isırmanın sadece dişler ile ilgili olduğunu düşünmek gibi bir önyargınız olabilir. Ancak sağlıklı bir ısırık ancak çene eklemi, dişler ve masseter/çiğneme kaslarının dengeli bir uyum içinde çalışması ile mümkün olabilen şahane bir organizasyon gerektirir. Sistemde bir sıkıntı olmadığında çiğneme sorunsuz ve sessizdir ve dünyanın en kolay işi gibi yapılır ancak ısırmanın eklem/kas/diş bileşenlerinden biri veya daha fazlası çene ekleminin doğal pozisyonunu bozacak şekilde etki göstermeye başladığında işin rengi değişir. Her bir çene eklemi hareketi baş ve boyun bölgesinden zaman zaman omuzlara kadar vurabilecek şiddetli ağrılara sebep olabilir.

Çene Eklemi Rahatsızlığı Belirtileri :
Çene eklemi rahatsızlıkları kronik ağrıya neden olabilir. 20 ila 40 yaş arası gençlerde ve kadınlarda daha sık görülmektedir. (Kadınlarda NEDEN? çene eklemi rahatsızlığının daha sık görüldüğüne dair farklı teoriler üreten erkekler mevcuttur)

Tipik bir çene eklemi rahatsızlığı durumunda; ağız çiğneme veya bir başka fonksiyon için açıldığında yüzde, çene ekleminde, boyunda, omuzlarda veya kulakların içinde ve çevresinde hassasiyet olur. Çene açık veya kapalı halde kilitlenip kalabilir. Basit bir ağız açıp kapama eyleminde çene ekleminden çıtırtı/kıtırtı sesleri gelir. Sürekli baş ağrısı mevcuttur. Çene eklemi ellendiğinde kasları ele sert bir şekilde gelir. Kulaç çınlaması eşlik edebilir. İstem dışı diş gıcırdatma (buruksizm) görülebilir. Yüzde sürekli yorgun bir ifade vardır. Baş dönmesi izlenebilir.

Çene Eklemi Rahatsızlığı Nedenleri :
Kulak ağrısı, baş ağrısı, yüz ve boyun bölgesi ağrıları belirtileri yanlış bir şekilde sinüs enfeksiyonlarından diş çürümesine ve hatta diş eti enfeksiyonlarına kadar farklı şekillerde yorumlanabilir. Çene eklemi hastalığı düşünmek için bu konuda tecrübe ve bilgili olmak şarttır. Zira en sık rastlanan hastalık semptomlarının çoğuna benzer sıkıntılar yaratır. Asıl çene eklemi rahatsızlığı sebepleri; ısırma ile ilgili problemler, stres ve uyku sırasında diş sıkma, çene kaslarında travma (yumruk yemek gibi) olabileceği gibi, genetik/kalıtsal sebeplere dek uzanan geniş bir yelpazede olabilir. Çene ekleminde artrit (eklem iltihabı), eklem içindeki yastık veya diskin eklem yuvasındaki uyumsuz hareketi diğer sebepler arasında sayılabilir. Tedavi edilmeyen ve uzun zamana yayılmış buruksizm çene eklemi rahatsızlığı sebeplerinin en yaygınlarındandır.

Çene Eklemi Rahatsızlığı Nasıl Teşhis Edilir?
Çene eklemi rahatsızlığının teşhisi aslında, çenenin yanlış hizalanması nedeniyle kasların aşırı çalışmasına sebep olacak asıl nedenin aranması çalışmasıdır. Pek çok ağız içi ve çevresi hastalık ile ortak semptomlara sahip olduğu ve onlara göre daha nadir rastlandığı için teşhisi genelde atlanır ve bu konuda tecrübe sahibi bir hekime denk gelene kadar yanlış teşhis ve tedavilerle zaman kaybedilir.

En basit tanı koydurucu bulgularından biri (eğer varsa!) çene ekleminde hareket esnasında ses duyulmasıdır.
Röntgenografi (X-Ray), MRI (Magnetic Resonance Imaging) ve CT (Computerized Tomography) taramaları temporomandibular eklemin sağlıklı bir pozisyonda olup olmadığının belirleyicisi olarak kullanılabilir.

USG (Ultrasonography) da, çene eklemi hizalanmasındaki olası problemlerin teşhisinde kullanılabilen diğer bir tıbbi tetkiktir.
EMG (Electromyography) hem kas hem de sinir fonksiyonunu ölçmek için çene kasları tarafından üretilen elektriği değerlendirir. Harekete tepki (ağrı gibi) olduğunda teşhisde yardımcı olabilir.

Çene Eklemi Rahatsızlığı Tedavileri Nelerdir?
Çene eklemi bozukluklarının tedavisi, çene eklemi rahatsızlığı sebeplerinin miktarı kadar değişiklik gösterir. Temelde yatan sebep neyse o düzeltilmelidir. Evde yapılan çene kasları gevşetme egzersizlerinden, iltihap önleyici ilaçlara, geleneksel diş hekimliği tedavilerinden (hasarlı diş yapısı, çene eklemi bozukluğu sebeplerinden önde gelenlerdendir!), gece kullanımları için ağız plağı tedarik edilmesine kadar değişik tedavi metodları izlenebilir. Yaşam tarzı değişikleri ile stresten kaçınma (nasıl yapılacağını bilen biri bana da öğretebilir) ve dolayısı ile diş sıkma alışkanlığının aşılması, TENS (Transkütanöz elektriksel Stimülasyon) hatta akupunktur tedavisi de öneriler arasındadır.

Bu rehberin botoks tedavileri konusunda kayda alındığına göre, bizim bu konudaki yaklaşımımız bellidir. EĞER ÇİĞNEME KASLARINDAKİ GERGİNLİĞİN BOTOKSLA AZALTILMASININ HASTAYA FAYDA SAĞLAYACAĞI BİR DURUM VAR İSE; çene eklemine binen yükün azaltılması açısından botoks tedavisi tavsiye edilmelidir. Zira direkt kasların aşırı kasılmasına bağlantılı bir patoloji olmasa bile (ki genelde bruksizm gibi kas kasılması dengesizliği çene eklemi rahatsızlığına neden olmakta), başka sebeplerle hasarlanmış çene eklemininin üzerindeki kas yükünü %30'lara varan oranda azaltan botoks tedavisi, ekleme iyileşme fırsatı ve zamanı tanımaktadır.

Çene Eklemi Çıkmasında Botoks Tedavisi

Çene Eklemi Çıkmasında Botoks Tedavisi
Normal şartlar altında, istisnai durumlar dışında (altında ek bir patoloji olmadan) çene ekleminin çıkması çok zor da olsa mümkündür. Başınıza böyle bir şey geldiğinde, eğer bir doktora ulaşamayacak kadar müşkül durumdaysanız, yanınızdaki herhangi bir arkadaşınız tarafından bile yapılabilecek şu manevra ile çene eklemini yerine oturtabilirsiniz : (Not: Evde durduk yerde denemeyin, doktora ulaşamıyorsanız şerhi düştük :) )


Şekilde görüldüğü üzere; her iki el alt çene dişleri üzerine yerleştirilerek simetrik bir şekilde her iki taraf çenede aynı anda ve miktarda olacak halde aşağıya bastırılmak üzere pozisyon alınır (Daha bastırmayın). Bu esnada uygulanacak basınç yükünün eşit dağıtılabilmesi ve çenenin ön taraftan başın üst kısmına doğru itilebilmesi için, baş parmaklar çenenin altından destek vermelidir. Pozisyon güzelce sağlandıktan sonra, ağız içine sokulan parmaklarla çene arka kısmından aşağıya doğru ittirilirken aynı anda çene ucundaki baş parmaklarla da çene yukarıya doğru ittirilir. Böylece eklem soketinden çıkmış olan alt çene önce üst çene üzerindeki eklem yerine tekrar oturtulabilecek bir pozisyon ve mesafeye gelir. Zaten bundan sonra uyguladığınız basıncı bıraktığınız anda çene eklemi ek bir müdahaleye gerek kalmadan yerine oturmuş olacaktır.

Şimdi yukarıda "normal şartlar altında" demiştik. Ama gerçek hayatta şartlar pek nadir normal olur. Gerçekte çenesi bir kere çıkmış olan kişilerde bu durum tekrarlama eğilimi göstermektedir ve sağlıklı bir çene eklemini yerinden çıkartması çok zor olan çene kasları, birden fazla kere yerinden çıkarak kaba tabiri ile yalama olmuş, tıbbi tabiri ile subluksasyon olmaya aşina çene ekleminde büyük problem çıkartabilirler. Zira, normal kas tonusu dışında, yeri geldiğinde yüzlerce kilogramlık basınç uygulayabilen bu kaslar gevşemiş çene eklemini en ufak bir fırsatta tekrar tekrar yerinden çıkartma eğilimi göstermektedirler.

Bu ahval ve şerait içinde, çene kaslarının botoks uygulaması ile zayıflatılması, çene ekleminin aşırı sıklıkla çıkmasına bir miktar ara verip eklem yöresinde iyileşmeye zaman yaratması ve bu esnada hastanın maruz kaldığı stresi anlamlı derecede azaltması açısından değerli olabilmektedir.

Tekrarlayan temporomandibular/çene eklemi dislokasyonu/çıkıklarında intramuscular/kas içi botulinum toksin enjeksiyonunun tedavi etkisi konulu bir çalışmada, sürekli etki sağlayabilmek için 3 ayda bir botoks tedavisi yapılan 17 hastadan (21 toplamdan 4'ü ek tedaviler de almış) 3 seneye varan sürelerde sadece 2'sinde tekrar çene eklemi çıkması oluşmuş. Tedavi sebebiyle oluşan hiç bir yan etki gözlenmemiştir.

"Diğer" Diş Hekimliği Konularında Botoks Tedavisinin yeri
Diş hekimliğinde sürekli olarak en ağrısız ve minimal invaziv/zararlı  tedavi seçenekleriyle hasta deneyimini iyileştirmenin yolları aranır. Botoks  genellikle kırışıklıkları yumuşatma ve estetik amaçlı botoks uygulamaları ile ilişkilendirilebilir, ancak diş hekimliği tedavileri;  kozmetik, ortodontik ve hatta temporomandibular eklem bozukluklarının  tedavisine varan geniş yelpazede çoklu tıbbi ve diş prosedürlerini içerir. Bu geniş alanda etkin olan çok sayıda kas ve sinir doku üzerinde botulinum toksini kullanımı ile elde edilebilecek tıbbi faydalar göz ardı edilemez.


Botoks Tedavisi Nasıl Etki Gösterir?

Botoks tedavisi; verilen doz miktarına bağlı olarak kas aktivitesinde geçici zayıflama yaratır. Bir kasa enjekte edildiğinde; motor kasların (hareket sağlayıcı kasların) uyarılarak hareket etmesini sağlayan sinir uçlarındaki asetilkolin maddesinin kas içine salınmasına mâni olur. Bu şekilde kas-sinir kavşağı bloke edilince, kasa kasılması için uyarı gidemez ve kas gevşek formunda kalır.

Botoks; motor kaslara giden hareket sağlayıcı sinirleri bloke eder ancak duyuları beyne götüren sinirleri bloke etmez! Böylece acı, sıcaklık, ve dokunma gibi duyuları algılayan reseptörler/alıcılar çalışır halde kalır. Botoks toksininin etkilediği sinir ucundan artık hayır gelmez ve işlevsiz kalır ama 3-4 ay içinde tekrar oluşan yeni sinir uçları (axon) sayesinde motor sinir iletimi yeniden sağlanır. Yani botoks toksininin etkisi kalıcı değildir. Bu sebeple botulinum toksin tedavileri iyileştirici (küratif) değil rahatlatıcı (sadece semptomatik tedavi sağlayan palyatif) olarak kabul edilir.
          
Botulinum toksini ilk olarak 1895 yılında bakteriyolog Dr. Emile van Ermengem tarafından keşfedilmiştir. Clostridium botulinum bakterisi tarafından anaerobik koşullarda üretilir . Botulinum toksini bilinen en öldürücü zehirlerden biri olmasına rağmen tıbbi faydaları keşfedilerek tedavi amaçlı kullanımı kabul edilmiştir. Botulinum toksinleri A-G harfleri ile sembolize edilen yedi alt tip'e ayırılabilir. Sommer, 1920'lerde ilk defa saflaştırılmış bir biçimde botulinum toksin-A'yı izole etmiştir. Ticari  olarak temin edilebilen varyantları sadece saflaştırılmış egzotoksinlerdir ve sadece Tip A ve B satışa sunulmuştur. Piyasada kullanılan Tip-A formları : Botox (USA), Dysport (Europe), Xeomin (Germany), Prosigne (China)  ve Tip-B formları : Myobloc ile Neurobloc isimleri ile bilinir.

Tip-A botulinum toksini, 1989 yılında FDA (Food And Drug Administration - USA) tarafından "BOTOX" olarak ticari isimle kabul edilerek ilk defa şaşılık/strabismus, blepharospasm/Göz kapaklarının aşırı sıkı kapanması ve yüz felcinde kullanımı onanmıştır. Cervical Dystonia/Boyun kaslarının şiddetlice ve istemsiz kasılmasına bağlı çok ağrılı bir durum'da kullanılması 2000 yılında ve Glabellar Line/kaşların ortasındaki kırışıklık-çizgi'de kullanımı 2002 yılında onaylanmıştır. Diş hekimliğinde klasik ilaçların ve cerrahinin yetersiz geldiği durumlarda botulinum tedavisinin sunacağı pek çok tıbbi fayda bu tarihlerden sonra ciddi anlamda değerlendirilmeye başlanmıştır.

Dişhekimliğinde "Diğer" Botoks Tedavisi Kullanım Alanları :
Yukarıdaki yazılarda en basit şekli ile anlatmaya çalıştığım diş hekimliğinde tıbbi botoks kullanım konularından daha fazla botoks tedavisi uygulamaları mevcuttur.

Toplumun %15'i civarında görülebilen yaygın ve kronik bir durum olan gerilim tipi baş ağrılarında, atak/nöbet öncesinde belirleyici bir uyarı vermeden başın arka ve şakak kısımları orta ve şiddetli seviyelerde, , her iki yönlü ve künt bir şekilde ağrımaya başlar. Bir kere başladıktan sonra her gün en az 30 dakika veya ayda 15 gün olmak üzere 3 ay kadar devam eder. Eğer gerilim tipi baş ağrısı çeken hastada, temporomandibular/çene eklemine müdahale edilmesi ertesinde baş ağrısı da azalırsa, bu iki tıbbi durum arasında ilişki olduğu ortaya çıkarılmış olur. 2016 yılında yapılan bir çalışmada; gerilim tipi baş ağrısından muzdarip hastalarda masseter/çiğneme kasına yapılan botoks enjeksiyonları akabinde, ağrı yoğunluğu ve ağrının günlük/aylık görülme periyotlarında anlamlı miktarda azalma tespit edilmiştir. Bu sebeple, gerilim tipi baş ağrısı çeken hastalarda, 12 haftada bir yapılacak masseter kası botoks uygulaması, günlük analjezik ilaç tedavisine alternatif veya destek olarak kullanılabilir.


Oromandibular distoni; çiğneme kaslarının sürekli spazmları ile sonuçlanan, çene, dil, yüz ve boğazı etkileyen, değişen şiddette istemsiz, nöbetsel kas kasılmaları ile karakterize bir hareket bozukluğudur. Blepharospasm ise en yaygın olarak her iki taflı orbicularis oculi isimli göz kasını tutması ile bilinir. Oromandibular distoni daha çok blepharospasm ile birlikte görülse de temporomandibular eklem ağrısı ile de ilişkilidir. Botoks tedavisi bu iki tip distonik antitede ilk tedavi olarak benimsenmiştir. Orbicularis oculi kasında 4-5 ayrı yere 10U dozlarında toplam 200U'yi geçmeyecek şekilde enjeksiyonları genel olarak uygulanmaktadır.

Hemifacial Spasm bir distoni değildir ancak tek taraflı orbicularis oculi kasında kasılma veya seğirme yapan ve aynı zamanda alt fasyal kasları da tutabilen periferal myokonik ataklarla karakterizedir. Botoks tedavisi, hemifasyal paralizide en sık kullanılan uygulama olup tedavi edilen hastaların %89'unda botoks ertesinde semptomlarda iyileşme gözlenmektedir.

İmplant tedavisinde, birincil stabilizasyon aşamasında implant kaybının önlenebilmesi için, implant bölgesinde tahribata yol açabilecek sert ısırmalardan kaçınmak gerekir. Bruksizm gibi kontrolsüz durum arzeden hastalarda, implant tedavisi akabindeki iyileşme döneminde uygulanabilecek botoks tedavisinin ne değerde olabileceğine dair daha fazla çalışma yapılması gereklidir.

Dental Botoks tedavisi uygulanmaması gerekli durumlar (Botoks kontraendikasyonları)
Botoks, önerilen dozlar içerisinde kullanıldığı sürece sadece lokal yan etki gösterir ve bu etkiler oldukça düşük sıklıkta görülür. Yan etkiler arasında sayılabilecekler; yüz ifadesinde geçici süreli değişme, alllerjik reaksiyonlar, kaşıntı, döküntü, baş ağrısı, boyun ve sırt ağrısı, kas kasılması, yutkunmada zorlanma, nefes darlığı durumlarıdır. Botulinum preperatlarına bilinen hipersensitivitesi bulunan kişilerin botoks tedavisi yaptırması doğal olarak uygun değildir. Botoks uygulanacak bölgede enfeksiyon bulunması, psikolojik olarak dengesiz hastalarda botoks uygulanması diğer olumsuz koşullardır. Hamilelikte botoks kullanımı, ancak potansiyel yararları olası zararlarından çok daha önemliyse düşünülebilir ve tavsiye edilmez. Aminoglikozit tedavisi alanlar, antikolinerjik ilaç kullananlar, veya nöromüsküler kavşak iletiminde etki gösteren her türlü madde alanlarda, botoks tedavisi akabinde dikkatle gözlem yapılmalı ve düşük ihtimal de olsa gelişebilecek acil durumlara karşı tetikte olunmalıdır. Myasthenia Gravis hastalığı, botoks kullanımı açısından risk grubundadır ve iyi takip edilmelidir.

Özet olarak; botoks tedavisi, ânında sonuç göstermesi, iyileşme zamanı gerektirmemesi ve yan etki risklerinin minimal olması nedenleriyle zarar verme oranı daha yüksek cerrahi müdahaleler ve geleneksel tıbbi girişimlerle tedaviye yanıt alınamayan durumlarda ümit verici bir yaklaşım yönetimidir. Diş hekimleri, botoks uygulamaları ile ilgili olarak, zamanla gelişebilecek ilaç direnci, olası genel kullanım risklerini, bekledikleri tıbbi faydayı, hastaya olacak maddi maliyetini, uygulama için gerekecek toplam randevu miktarını dikkate alarak girişimlerine karar vermelidirler.




"SİNCAN DİŞ DOKTORU Sitesindeki bilgiler destek amaçlıdır. Diş Hekimi'nin hastasını diş hekimliği hastalıklarını teşhis için muayenesinin ve diş tedavileri uygulamalarının yerine geçmez ! "
İçeriğe dön